Öğretmenler Protestoda: Eğitim Camiasında Büyük Tepki!

Türkiye eğitim camiası, geçtiğimiz günlerde yaşanan acı olay sonrası büyük bir şok yaşıyor. İstanbul’da bulunan özel bir okulun müdürü İbrahim Oktugan, eski öğrencisi tarafından silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Bu vahim olay sonrasında çeşitli öğretmen sendikaları harekete geçti ve bugün iş bırakma eylemi düzenlendi.

İbrahim Oktugan’ın Ölümü ve Protestolar

Eyüpsultan’daki özel bir lisede okul müdürü olarak görev yapan İbrahim Oktugan, 17 yaşındaki Iraklı bir lise öğrencisi olan YK tarafından silahlı bir saldırıya uğradıktan sonra hayatını kaybetti. Türk Eğitim Sen, Eğitim İş, Eğitim Sen, Hürriyeti Eğitim Sen, Anadolu Eğitim Sen, Eğitim Güç Sen ve TÖB-Sen gibi sendikalar, öğretmenler için iş bırakma çağrısı yaptı.

Öğretmen Sendikaları Bir Arada: İş Bırakma Eylemi

Sendika	Açıklaması
Türk Eğitim Sen	Türk Eğitim Sen, okul müdürü İbrahim Oktugan’ın hunharca katledilmesine tepki göstererek iş bırakma eylemi çağrısı yaptı. Sendika yaptığı açıklamada, eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin son bulması için acil önlemler alınmasını talep etti.
Eğitim İş	Eğitim İş sendikası da okul yöneticisi İbrahim Oktugan’ın öldürülmesini kınadı ve iş bırakma eylemine katıldı. Sendika, okullardaki güvenlik önlemlerinin artırılmasını ve eğitim çalışanlarının korunması için yetkililere çağrıda bulundu.
Eğitim Sen	Eğitim Sen sendikası da iş bırakma eylemine destek verdi. Sendika, okullardaki şiddetin önlenmesi için etkili çalışmalar yapılması gerektiğini vurguladı.
Hürriyet Eğitim Sen	Hürriyet Eğitim Sen sendikası, yaşanan olayı vahşet olarak nitelendirerek iş bırakma eylemine katıldı. Sendika, eğitim camiasında huzurlu bir çalışma ortamının oluşturulması için yetkililerin gerekli adımları atmasını istedi.
Diğer Sendikalar	Anadolu Eğitim Sen, Eğitim Güç Sen ve TÖB-Sen gibi diğer öğretmen sendikaları da iş bırakma eylemini destekleyerek okullarda derslere girmedi.

Velilerden Tepki: “Öğretmenlerimiz Neden Gelmiyor?”

Öğretmenlerin iş bırakma eylemine tepki gösteren veliler de oldu. Bazı veliler, çocuklarını okula gönderip göndermeme konusunda kararsız kaldı. Öğretmenlerin okullarda olmayacağı bilgisini alan bazı veliler ise çocuklarını okula göndermedi.

Öğretmenler Meclis’e Yürüyor!

İstanbul’daki okul müdürünün öldürülmesine tepkiler Ankara’da da devam ediyor. Binlerce öğretmen Milli Eğitim Bakanlığı önünde toplanarak Meclis’e doğru yürüyüşe geçti. “Eğitimde Şiddete Son!” yazılı pankartın açıldığı yürüyüşte, “Bakan istifa!”, “Birlikte Kazanacağız!”, “Yaşasın öğretmen dayanışması!”, “Öğretmen nerede?” gibi sloganlar atıldı. Öğretmenler, görevi başında hayatını kaybeden meslektaşları için bir dakikalık saygı duruşu gerçekleştirdiler.

“Korku İçinde Yaşamak İstemiyoruz!”

Öğretmen sendikaları tarafından yapılan ortak açıklamada, okul müdürü İbrahim Oktugan’ın öldürülmesinin ardındaki zihniyetin kendilerini tehdit edenler olduğu belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Öğretmenlere yapılan saldırı, geleceğe yapılan saldırıdır. Okullarımızdaki güvenlik açığını hayatımızla mı ödeyeceğiz? Bu suçun arkasında kimlerin olduğunu biliyoruz ve onları çok iyi tanıyoruz. Bu cinayetin sebebi itibarsızlaştırmadır. Bizi her fırsatta aşağılamaya çalışan siyasi iktidardır. Okullarda şiddeti körükleyenler mesleğimizi itibarsızlaştıranlardır. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan şiddete karşı şiddetle mücadele çağrısında bulunuyoruz.”

İş Bırakma Eylemi: Kamu Çalışanlarının Taleplerine Karşı Bir Duruş

Kamu çalışanlarının haklı taleplerinin, Türkiye’nin kabul ettiği “Uluslararası Sözleşmeler” ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası tarafından garanti edilen “örgütlenme özgürlüğü” ve “sendika faaliyeti hakkı” kapsamında, üretimden gelen örgütlü güçlerini kullanarak, ilgili taraflara ulaşmasını sağlamak amacıyla, sendikaların aldığı karar doğrultusunda belirtilen günlerde “iş bırakma” şeklinde eylem yapılması mümkündür.

İş Bırakma Kararının Temelleri Nelerdir?

İş hayatına ilişkin hak ve özgürlüklerin korunmasına büyük önem veren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), yetki alanını tanıması gereken ülkelerin çalışma hayatıyla ilgili hak ve özgürlüklerin korunmasına büyük önem vermektedir. AİHM, bu konuda ihlaller oluşturan devlet yaklaşımlarını istisnasız olarak kınar. Türkiye Cumhuriyeti’ni bu konuda defalarca mahkum etmiştir. Ayrıca, Danıştay’ın verdiği kararlarda da, iç hukuka doğrudan etkisi olan AİHM kararlarına ve uluslararası anlaşmalara atıfta bulunarak, iş bırakma yoluyla dile getirilen demokratik tepkinin idarenin hoşgörüyle karşılanması gerektiğini vurgular.

Öğretmenlerin İş Bırakma Hakkı ve Tartışmaları

Özellikle sendikasız öğretmenler için “Sendikasız öğretmenler iş bırakabilir mi?” sorusu, yanıt bekleyen sorular arasında. Bir öğrenci tarafından bir okul müdürünün öldürülmesi, binlerce öğretmeni ve sendikaları protesto etmeye itti. “Öğretmenler iş bırakabilir mi?” Sorusu, bu olayın ardından sıkça sorulmaya başladı. Bazı sendikalar grev nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı ve ilgili müdürlüklerin önüne yürüyecek, diğerleri ise Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde açıklamalar yapacak. Katılacak öğretmenler, bu eylemin disiplin suçu olup olmadığını merak ediyor.

Öğretmenlerin İş Bırakması ve Ceza Almaları Mümkün mü?

Sendika üyelerinin, sendikanın kararlarını takip ederek eylemlere katılması, en temel haklarından biridir. Üyeler, suç teşkil etmeyen konularda iş bırakma gibi eylemlere katılma özgürlüğüne sahiptir. Öğretmenler de kamu görevlisi oldukları için, sendikanın kararı doğrultusunda grevlere, toplu eylemlere veya gösterilere katılmak, disiplin cezası gerektirmez. Bu tür eylemler “sendika faaliyeti” olarak kabul edilir ve geçerli bir “mazeret” olarak değerlendirilir. Bu nedenle, eyleme katılan öğretmenlere cezai işlem uygulanmamalıdır.

Öğretmenlerin İş Bırakma ve Göreve Gelememe Hakkı

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 2009/1063 sayılı dava numarasıyla verilen kararda, 2013/1998 sayılı kararda, sendika eylemiyle ilgili verilen kararda, sendikanın eylem kararına uygun olarak göreve gelmemenin, birkaç gün mazeretsiz göreve gelmeme durumu olarak kabul edilemeyeceği ve sendika faaliyeti kapsamında bir gün göreve gelmemenin mazeret olarak kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır.